Psikografik segmentasyon, alıcıların kişiliği, yaşam tarzı, ilgi alanları, değerleri, inançları, tutumları, sosyal sınıf gibi nicel özelliklerine göre farklı bölümlere ayrılmasıdır. Müşterilerinizin yaşam boyu değerini, sorun yaşadığı noktaları, satınalmalarını engelleyen kaygılarını bilmeniz durumunda, tekliflerinizi hedef kitlenize maksimum değer sağlamak ve daha kişisel bir düzeyde bağlantı kurmak için ayarlayabilirsiniz. Önemli olan ihtiyaç, kişilik, davranış ve diğer psikografik verilerdeki ortaklıkları, eğilimleri ve temel farklılıkları araştırmaktır. Süreç sırasında, hedef pazar profilinizin bir parçası olmayan özellikleri de ekarte etmeye başlayabilirsiniz.

Markalar ve pazarlamacılar için, basitçe söylemek gerekirse, psikografik bölümleme harika. Çok fazla fayda var ama aynı anlamda bir kaç zorluk veya dezavantaj da var. Birincisi, psikografik verilerin elde edilmesi, oldukça kolay olan demografik verilerden daha zordur. Ayrıca, psikografik segmentasyonu oyuna sokarken, verilerin yanlış yorumlanmamasını, güvenli ve doğru bir şekilde kullanılmasını sağlamak için kurallar belirlenmelidir. Pazarlamacıların çoğu psikografik segmentasyonun derinliklerine inmeye istekli olsa da, demografik ve davranışsal segmentasyonun da kampanyalarınız için önemli olduğunu unutmayın.


Hedef kitlenizle ilgili psikografik veri toplamak için kullanabileceğiniz çeşitli araçlar ve sistemler vardır. Anketler, müşteriler ve potansiyel müşteriler hakkındaki anlayışınızı arttırabilir. Anket sorularınızı hazırlarken temelde onlarla röportaj yapıyor gibi düşünün. Doğru soruları sorarak hedef kitlenizin kişiliğinin ne olduğunu, boş zamanlarında ne yapmaktan keyif aldıklarını, yaşam tarzlarını, yaşamda en çok değer verdiklerini ve bölümleme için kullanılabilecek birçok bilgiyi öğrenebilirsiniz. Bu yöntemlerin her biri, kitle profilinize derinlik ve bilgi eklemenize yardımcı olabilir. Yöntemlerden birkaçını birleştirin; ürünleriniz veya hizmetlerinizle ilgilenen kişilerin kapsamlı ve doğru bir tanımını oluşturmaya çalışınız.


Anketler bilgi toplamaya başlamanın kullanışlı ve oldukça kolay bir yoludur. Buradaki başarının asıl püf noktası, hangi soruların sorulacağını ve onları nasıl soracağınızı bilmektir. Anketler izleyicilerinize hitap etmeli ve ayrıca onları teşvik etmelisiniz. Birçok insan, onlar için bir şey olmadığı sürece bir anketi doldurmaz. Örneğin, anketinize cevap verirlerse yarışmaya girebilirsiniz.
  • Hızlı bir şekilde sonuç alırsınız ve kısa sürede çok fazla bilgi toplayabilirsiniz.
  • Herkes cevap vermeyecek, bu nedenle pazarınızı temsil etmek için iyi bir kesit elde etmek zor olabilir. Bir yanıt almak için bir teşvik eklemek zorunda kalabilirsiniz.
En iyi müşterilerinizle yapılan bire bir görüşme, profil oluşturmanıza yardımcı olabilir. Bu yaklaşım en bilgilendirici yaklaşımlardan biri olabilir. Sorularınızı önceden hazırlamanız ve cevapları kaydedebilmeniz için kişisel görüşme yaparken önemlidir.
  • Gerçek müşterilerden gelen detaylı bilgiler, cevaplarını netleştirme ve takip soruları sorma şansı ile.
  • Zaman alıcı. İhtiyacınız olan ayrıntılı bilgileri almak için müşteri başına bir saat veya daha fazla harcayabilirsiniz.
Odak grubu, ürün veya hizmet hakkında rehber eşliğinde tartışma için dikkatlice seçilmiş, demografik olarak çeşitli potansiyel müşterileri çevrimiçi veya şahsen bir araya getirir. Psikografik bilgiler hakkında soru sorulabilir.
  • Beklentileriniz hakkında daha derin bir fikir edinebilirsiniz ve çoğu zaman insanlar başkalarının cevaplarını arayarak size daha fazla içgörü ve cevap verir.
  • Grup ortamında insanlar isimsiz bir ortamda olabilecekleri düşünceleri, değerleri, inançları ve motivasyonları konusunda dürüst olmayabilirler.
  • Tartışmanın grup içindeki güçlü kişilikleri tarafından yanlış yönlendirilmesini önlemek için güçlü bir kolaylaştırıcıya ihtiyacınız vardır
Psikanalitik hakkında bilgi edinmek için kullanabileceğiniz web tabanlı hizmetler ve araçlar vardır.
  • Bir başkasının sizin için topladığı geniş veri koleksiyonu.
  • Daha düşük bir bütçeye ve maliyet bilincine sahip pazarlamacılar bu hizmet düzeyi için ödeme yapmak istemeyebilir.
Müşterilerinizin davranışlarını biraz daha derine inmek için mevcut iş analizlerinizi kullanın. Ziyaretçiler ne tıklıyor? En çok hangi içeriğe harcıyorlar? Hangi harekete geçirme çağrıları diğerlerinden daha iyi dönüşüm sağlar? Web sitenizin trafiğinin çoğunluğu nereden geliyor? Sitenizi terk ettikten sonra insanlar nereye gider?
  • Mevcut ziyaretçileriniz için hazır ve uygun.
  • Zaman alıcı ve yeterli veriyi bulmak için biraz geriye gitmeniz gerekebilir. Çok fazla veri olduğunda sonuçları anlamak ve çizmek karmaşık olabilir. Desenleri ortaya çıkarmak için özel testler (A / B testleri) ayarlamanız gerekir.
Sizin için araştırma ve bilgi toplama yapmak için bir pazarlama firması kiralayın. Anketler yapabilir, grupları odaklayabilir ve sizin için profil oluşturmayı yönetmek için analizlerinize bakabilirler.
  • Çok kolay
  • Bu pahalı
Psikografik bilgiler için sosyal medyaya bakmanın en güzel yanı, kullanıcıların bu kanalları kullanırken daha açık olma eğiliminde olmalarıdır. Etik olarak, elinizden geldiğince her bilgi parçasını alarak halkların profillerinde gezinmek iyi bir fikir değil, ancak hedeflediğiniz kişilerin yaşamlarını iyi bir şekilde kavrayabilirsiniz.
  • Pek çok insan soyal medya kullandığından, birçok veriye ulaşmak nispeten kolaydır.
  • Sosyal medya bilgilerinin diğer yöntemlere göre ölçülmesi daha zordur ve çok sayıda farklı değişken gerektirir.

Kişilik; bizim kim olduğumuzu ortaya koyan, bizi diğer bireylerden ayırt etmeye yarayan nispeten kalıcı psikolojik özellikler bütünü olarak tanımlanmıştır. Bireyler ara sıra birbirilerine benzer davranışlar sergileseler de onları diğerlerinden ayırt eden birtakım özelliklere sahiptir. Bu farklılık, sergilemiş oldukları davranışların tekrarlanma sıklığı ve yoğunluğuna bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Kişilik yapısı gereği açıklaması zor bir kavram olduğu için farklı araştırmacılar tarafından farklı tipolojiler ve kuramlarla ele alınmıştır. Bu tipolojilerden birisi de A tipi ve B tipi kişilik tipolojisidir. Bireylerin kişilik özelliklerini tanımlarken sakin, duyarlı, açık sözlü, girişken, sabırlı, sabırsız, rekabetçi, telaşlı gibi birtakım sıfatlardan yararlanılmaktadır.

Kişiliğe göre bölümlere ayırırken, inançları, ahlakları, motivasyonları ve hayata genel bakışları gibi faktörleri göz önünde bulundurmalısınız. Şirketinizin verileri, bireysel müşterileri tanımlamak ve kendi psikografik reklamcılık stratejinizi uygulamak için farklı kişilik alt kategorileri oluşturmayı garanti edebilir. Her iki durumda da, tüketicileri bu kategorilere ayırmanın amacı, hangi alt kategorilerin ürününüzden veya hizmetinizden daha fazla değer elde edebileceğini belirlemektir.

Kişiliği karakterize eden birkaç özellik bulunmaktadır. Bunlar:
  • Kişilik eşsizdir. Yani her bireyin kişiliği kendisine hastır ve hiçbir birey kişilik olarak birbirinin aynısı olamaz. Bireyin kişiliğini oluşturan özellikler, birçok eşsiz faktörün birleşimidir ve bu özellikler bireyleri eşsiz kılar. Ancak buna rağmen, bireyler bazı kişilik özellikleri bakımından birbirlerine benzemeye de meyillidirler. Örneğin birçok insan sosyalleşme derecesi bakımından sosyal ve dışa dönük kişi olarak gruplandırılabilirken, bir kısmı da çekingen, içe dönük ve utangaç olarak gruplandırılmaktadır. Bireylerin bazı kişilik özellikleri bakımından birbirlerine benzemeleri onların kategorize edilmelerine yardımcı olmaktadır. Eğer her birey, bütün kişilik özellikleri bakımından birbirinin aynısı olsaydı tüketicileri anlamlı pazar bölümlerine ayırmak imkânsız olurdu.
  • Kişilik tutarlıdır ve süreklidir. Bireyin kişiliğinin tutarlı ve sürekli olduğu kabul edilir. Bir annenin çocuğu için söylediği “o doğduğu günden beri böyle inatçıydı” gibi ifadeler de bunu doğrulamaktadır. Kişiliğin değişmeyen yapısından dolayı, pazarlamacılar için tüketicilerin kişiliklerini değiştirmeye çalışmak başarısız sonuçlar elde edilmesine yol açacaktır. Ancak yapılabilecek en iyi şey, hangi kişilik özelliklerinin hangi ürünlerin ve hizmetlerin alınmasında etkili olduğunu belirlemek ve ona göre pazarlama stratejileri geliştirmektir.
  • Kişilik değişebilir. Bireylerin yaşlarının ilerlemesi, olgunlaşması ya da yaşamında bazı önemli olaylar gerçekleşmesi, kariyerinin değişmesi, evlenmesi, boşanması veya bir çocuk sahibi olması, ciddi bir kaza geçirmesi gibi durumlarda kişiliğinde değişimler olabilmektedir.

  • Kişilik ile tüketici davranışları arasındaki ilgiyi araştırmak için en sık kullanılan metotlardan birisi de Treyt Kuramı’dır. Pazarlama alanında yapılmış, belirli kişilik özellikleri ile tüketicilerin ürün, marka, mağaza seçimleri ve bunlara benzer birçok etken arasında ilişki olup olmadığını araştıran birçok çalışmaya rastlanılmaktadır. Örneğin yapılan çalışmaların birinde kişilik özelliklerinden olan dışa dönüklük ve evhamlılık ile müşteri memnuniyeti, müşteri sadakati, satın alma sonrası tüketici davranışları arasında ilgi olduğu bulunmuştur. Dışa dönük kişilik özelliğine sahip olan tüketiciler yapmış oldukları tüketim aktiviteleri ile ilgili pozitif duygular taşırken, evhamlı olanların tam tersi negatif duygular içinde olma olasılığının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Diğer bir çalışmada ise kişilik özelliklerinden olan çeşitlilik arama davranışı ile tüketim davranışı arasındaki ilişki incelenmiş ve bu özellik ile ürün, mağaza tercihi ve reklamlardaki görsellere duyarlılık arasında ilgi olduğu bulunmuştur. Bu araştırmanın sonuçlarına göre; heyecan arayışı içinde olanlar, heyecan arayışı içerisinde olmayanlara göre yenilikçi tüketiciler olmaya daha meyillidirler. Mağaza seçimi söz konusu olduğunda ise, heyecan arayışı içinde olanların şehir merkezinin gürültüsünden ve karmaşasından hoşlandıkları için buralardaki mağazaları tercih ettikleri bulunmuştur. Diğer taraftan ise, heyecan arayışı içinde olmayan tüketicilerin şehir merkezinin gürültüsünden uzaklaşmak için alışveriş merkezlerini tercih ettikleri görülmüştür. Heyecan arayışı içinde olanların ve olmayanların reklama karşı verdikleri tepkilerin ve reklamlardaki görsellere olan duyarlılıklarının da farklılaştığı, aynı çalışmanın sonuçları arasındadır. Heyecan arayışı içinde olan tüketicilerin bilgilendirici reklamlara karşı, meraklarını uyandırdığı için, olumlu tepki verme eğiliminde oldukları görülmüştür.

    Zıt kişilik özelliklerine sahip olan tüketicilerin bile benzer satın alma davranışı gösterebileceği gözlemlenmiştir. Örneğin agresiflik bir kişilik özelliği olarak ele alındığında, bu özelliğin zıt uçlarında bulunan iki tüketici aynı marka spor arabayı satın alabilirler. Ancak satın alma amaçları birbirinden tamamen farklı olabilir. Birinin satın alma amacı sosyal bir imajı olduğunu gösterebilmek olurken, diğerinin amacı güvensizlik hissini azaltmak veya ortadan kaldırmak için alıyor olabilir.
    Örneğin uyumlu davranış gösteren tüketicilere ulaşılmak isteniyorsa reklam konseptinde insanlara yaklaşan, çevresinde kabul gören kişilik özelliklerini öne çıkarmak uygun olacaktır. Aynı marka için farklı kişilik yapılarına göre farklı reklam konseptleri de geliştirilebilir.

  • A tipi kişiliğe sahip bireyler, hızlı hareket eden, hızlı konuşan, başkalarını kendilerine rakip olarak gören, kendisini zaman baskısı altında hissedip her işe yetişmeye çalışan, az zamanda daha çok iş yapmak isteyen rekabetçi yapıya sahip bireylerdir. Ruh hali aniden değişerek bir anda öfkelenebilen, agresif, bütün dikkatleri üzerine çekmek isteyen benmerkezci, trafikte, restoranda beklemeye tahammülü olmayan aceleci, işlerini biran önce yapmak isteyen sabırsız, çok fazla iş yükü altına girip hafta son tatil demeksizin durmadan çalışan, iş odaklı bireylerin oluşturduğu
  • B tipi kişilik özelliklerine sahip bireyler ise A tipi bireylerin sahip oldukları özelliklerin tam tersi özelliklere sahiptirler. Bu bireyler oldukça yavaş hareket eden, yavaş konuşan sakin, sabırlı, kolay kolay sinirlenmeyen, rahat bir tavır sergilerler. İş konusunda rekabetçi yapıya sahip olmayan, oldukça rahat olan B tipi bireyler özel yaşantılarıyla iş hayatlarını birbirine karıştırmayarak, eve geldiklerinde işlerini çoktan unutmuş olurlar. Kendisine boş zaman yaratarak vakit ayırabilen B tipi bireyler, oldukça sosyal, etrafındakilerle iyi iletişim kurabilen bir yapıya sahiptirler.

  • Tüketicilerin kişilik özelliklerine göre gıda temelli yaşam tarzı profillerinin belirlenmesi çalışmasından örnek bir tablo:
    KümelerKişi SayısıKişilik ÖzellikleriGıda Temelli Yaşam Tarzı Davranışları
    Fiyata Karşı Duyarlı Olanlar 28
    • %25 A
    • %75 B
    • Yeni tarifler denemekten ve mutfakta zaman geçirmekten hoşlanırlar.
    • Yemek yemeyi sosyalleşme olarak görürler
    • Ödediği paraya karşılık kaliteli ürünler almak ister.
    • Mutfak işlerinin kadının görevi olduğunu düşünürler.
    • Fiyata karşı hassastırlar. Fiyat değişimlerini çabuk farkederler.
    Sosyalleşenler 60
    • %35 A
    • %65 B
    • Aile bireyleri ve arkadaşlarla restorana gitmekten zevk alırlar.
    • Masa hazırlamak, bulaşık yıkamak gibi mutfak işlerinde aile bireylerinden yardım alırlar.
    Lezzet Arayanlar 9
    • %67 A
    • %33 B
    • Pişirdikleri yemeklere gelen övgünün kendilerine olan güveni artırdığını düşünmektedirler.
    • Yiyeceklerde lezzete önem verirler.
    Önemseyenler 38
    • %37 A
    • %63 B
    • Fiyata karşı bilinçlidirler, fiyatları kontrol ederek gıda satın alırlar.
    • Sıra dışı yemekler hazırlamaktan hoşlanırlar.
    • Gıda alışverişlerinde uzman tavsiyesine önem verirler.
    • Organik ürünler almaya özen gösterirler.
    Planlılar 92
    • %45 A
    • %55 B
    • Farklı kültürlerin yemek tarifleri ve pişirme yöntemleri ilgilerini çeker.
    • Gıda alışverişleri için alışveriş listesi yaparlar.
    • Gıda alışverişlerinden zevk alırlar.
    • Gıdaların içeriklerine önem verirler
    • Taze gıdaları tercih ederler.
    • Yemeğe gidilecek yeri önceden planlamak konusunda orta düzeyde bir eğilim göstermektedirler.
    • Yemek pişirmeyi planlı bir aktivite olarak görürüler.
    • Organik ürünlere önem verirler.
    Bilinçliler 33
    • %36 A
    • %64 B
    • Yiyecek tercihleri taze ürünlerden yanadır.
    • Arkadaşlarla yemek yemeyi sosyalleşme olarak görürler.
    • Etiketlerdeki bilgileri karşılaştırıp, besin değeri yüksek olan yiyecekleri tercih ederler.
    Kolaya Kaçanlar 21
    • %57 A
    • %43 B
    • Alışveriş listesi yapmazlar.
    • Dondurulmuş gıdaları tercih ederler
    • Doğal gıdaları kalite göstergesi olarak görürler.
    • Düzenli olarak dışarıda yemek yerler.
    Yaşam tarzı

    Yaşam tarzı, yaşamı nasıl sürdüreceğimizle ilgili temel seçimlerimiz ve genel hayat görüşümüzdür. Geleneksel yaşam tarzları, güvenlik, alışkanlıklar, geleneksel erdemler gibi uçta olmayan, herkesin zihninde meşrulaştırabileceği ortada yer alan anlayışa dayanır. Yaşam tarzı araştırmaları, toplumun yapısını, kesitlere ayrılmasını ve oluşan katmanları inceler.

    Toplumun kendi içindeki katmanlarda, bir alt sınıfından bir üstekine geçiş arayışları yaşam tarzını farklılaştırır. Bu yaşam tarazı içinde merkezi kavrayış işe odaklı olabileceği gibi, eğlence, dinlence vb. alanlara da odaklanmış olabilir. Birbirine benzeyen yaşam tarzları toplum içinde kendine özgü birliktelikler oluşturur; bir yere ait olma güveni yaratır. Toplumsal yaşamda benzer anlayışı ve yaşam tarzları olanlar bir araya gelir; bu birliktelikte en önemli etken "aidiyetin yarattığı güvenin" insanları rahatlatmasıdır. Ait olduğumuz gruptan dışlandığımızı hissettiğimizde "güvensizlik" algıları güçlenir.

    Büyük kentler insanları birbirine yakınlaştırıyor ama, aynı zamanda yarıştırıyor da. Büyük kentlerde her şey herkesin gözleri önündü oluşuyor. İnsanların birbirlerini "büyük gözaltına" almış olmaları, daha toleranslı olma ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Kentlerde çeşitliliğin alabildiğine artması, kırılganlık yaratan etkenlerin çoğalması "yaratıcı yıkıcılık fırsat alanını" genişletiyor. Kenti kendine özgü kılan, kent kimliğini ortaya çıkaran zenginlik fırsatları "yaratıcı kesimlerin" oyun alanlarını genişletiyor.

    Yaşam kalitesini belirleyen ölçütleri şöyle ayırabiliriz
    • Çalışma yaşamı
    • Eğitim-Öğretim
    • İnternet ve dijital teknikler
    • Sağlık hizmetleri
    • Barınma koşulları
    • Çevre odaklı
    • Güvenlikle ilgili
    Kavramların içeriklerini oluşturan bileşenlerini belirleme ne anladığımızı netleştirme anlamına gelir. Ne anladığımız netse, kullandığımız dil de netleşir. Dil, anlama ve anlatmanın temel aracıdır; düşünce ve davranışların da yönlendiricisidir. Yaşam biçimleri yaşam tarzları ve yaşam kalitesine ilişkin kavramları bileşen ve bağlamlarını netleştirmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

    Apple ürünleri mükemmel kullanıcı deneyimleri, sürekli ürün güncellemeleri ve müzik dinleme kolaylığı sunduğundan, hedef kitlelerinin müzik, teknoloji veya yeni trendler konusunda tutkulu olabileceğini varsaymak adil olur. Psikografik araştırmalar aşağıdaki şekillerde oluşabilir:
    • Bir ürünü kullananlarla kullanmayanlar arasında farklılık oluşturan unsurları araştıran bir yaşam tarzı profili.
    • Hedef pazar bölümünü belirleyip tüketicileri ürünlerle ilgili boyutlara ayıran bir ürün ağırlıklı profil.
    • Kişilik özellikleri üzerine kurulu, örneğin hangi kişilik özelliklerinin çevre bilinciyle örtüştüğünü inceleyen bir araştırma.
    • Tüketicilerin genel tercih benzerliklerine göre onları genel gruplara ayıran bir genel yaşam tarzı bölümleme araştırması.
    • Belirli bir ürün grubuna odaklandırılmış bir ürün özellikleri araştırması.
    Psikografik araştırma aşağıdaki yaşam tarzı boyutlarını içerir:

    Etkinliklerİlgi AlanlarıDüşünceler
    ÇalışmaAileKendi hakkında
    HobilerEvSosyal sorunlar
    Sosyal olaylarİşPolitika
    TatilToplumİş hayatı
    EğlenceBoş zamanEkonomi
    Dernek üyeliğiModaEğitim
    ToplumYiyecekÜrünler
    AlışverişMedyaGelecek
    SporBaşarıKültür

    Sosyal Sınıf
    Sosyal Sınıf Kavramı
    Hedef kitlenin tutum ve davranışlarının belirlenmesinde sosyal sınıfın etkisi büyüktür, grupsal faktörler içersinde belki de en fazla üzerinde durulması gerekendir. Bu yapı hiyerarşik olduğundan, aynı sınıftaki üyeler hemen hemen aynı statüye sahipken, diğer sınıfın üyeleri ya daha fazla, ya da daha az statüye sahip olmaktadır. Toplumsal yapının bazı sosyal grup ve tabakalarla örüldüğü dikkate alınırsa, sosyal sınıfın bu grup ve tabakalardan nisbeten bazı özellikler itibariyle benzer olanlardan oluştuğu söylenebilir.

    Sosyal sınıfı objektif olarak statü özelliklerine göre gruplandırmak istersek, meslek, eğitim, gelir seviyesi, gelirin kaynağı, yaşanılan evin tipi, yaşanılan çevrenin yapısı (yaşanılan semt), sahip olunun mal, mülk (ev, yazlık, otomobil, elektronik eşya) görüldüğü gibi bu yönteme göre kişinin sadece iyi bir geliri olması onun üst sınıfta yer almasına imkan tanımamaktadır. İyi bir gelir yanında iyi bir eğitim, servet ve yaşanılan evin yeri de önem kazanmaktadır.

    • En üst
    • Ortanın altı
    • Üstün altı
    • Altın üstü
    • Ortanın üstü
    • Altın altı
    SOSYAL SINIFIN PAZARLAMA STRATEJİLERİNDE KULLANIMI
    Yüksek gelire sahip yüksek statü gruplarını hedeflemek, pazarlamacıların içine düştüğü bir yanılgıdır. Bu grubun harcanılabilir gelirinin yüksek olmasına dayandırılan bu tercih, her zaman başarı getirmemektedir. İyi analiz edilmiş ve doğru hedeflenilmiş alt sınıflarda yapılacak pazarlama stratejileri çok daha yüksek başarılar doğurabilir. Pazar bölümlemesinde çalışmalarında kullanılan sosyal sınıf kavramı, tüketicinin aşağıda sayılan unsurlarının belirlenmesinde önem kazanmaktadır.
    • Tüketim yapıları
    • Satın alma tercihleri
    • Harcama ve tasarruf yapıları
    • Yaşam tarzları (eğlence, tatil, vb.)
    • Marka bağımlılıkları
    • Medya alışkanlıkları ve kullanışları
    • Bilgi elde etme şekli ve kaynakları
    Pazarlama bölümlemesi, tüketici davranışlarının belirlenmesi gibi konularda önemli bir unsur olan sosyal sınıf kavramı, pazarlama çalışmalarının önemli bir değişkenidir. Yukarıda sayılan unsurlarda göz önüne alındığında pazarlamacıların kendi ürünlerini hangi sınıf bireylerine yönelteceğine karar vermesi ve bu grubun taşıdığı özelliklere göre tutundurma çalışmaları yapması gerekir. Tüketicilerin tüketim yapıları nasıl özellikler göstermektedir? Ürünüm nedir ve tüketici benim ürünümü neden tercih etsin? Ürünüm hedef kitlemin yaşam tarzlarına ne kadar uygun? Hangi sınıfta marka bağımlılığımı sağladım veya sağlayabilirim? gibi sorulara cevaplar aranmalı ve bu cevaplara en sağlıklı ulaşılmanın yolu da sosyal sınıfları iyi tanımlayabilmekten geçmektedir. Bu bağlamda sosyal sınıfı temel alan bölümlendirme çalışması bir süreç olarak ele alındığında;
    • Sosyal sınıfın ürün kullanımının belirlenmesi
    • Sosyal sınıf değişkenlerinin diğer değişkenlerle kıyaslanması
    • Hedef pazarda belirlenen sosyal sınıf özelliklerinin tanımlanması
    Sosyal sınıf çalışmaları gün geçtikçe, üzerinde daha çok durulan bir konu halini almıştır. Gelişen pazarlar, artan rekabet, değişken müşteri istekleri ve bu bağlamda pazar bölümlendirmeye gitmenin öneminin artması sosyal sınıf çalışmalarının önemi artıran etkilerdendir. Burada bahsedilmemiş olsa da referans grupları, fikir liderleri de sosyal sınıf araştırmaları içerisinde değerlendirilebilir. Karı-koca ilişkisinin tüketici davranışlarına etkisi, anne-çocuk ilişkisinin etkisi, arkadaş ve akrabalarla olan ilişkilerin etkileri sosyal sınıf kavramı içerisinde önemli yer tutar. Pazarlamacılar bunları göz önüne alarak sadece genel sınıflandırmaları incelemekten öteye gidip, bu referans grupları üzerinde de önemli çalışmalara imza atmaktadırlar. Çünkü her açıdan gelişen dünyada her ayrıntının inceliklerine inilerek strateji geliştirmek işletmeleri başarıya taşıyacaktır. Örneğin Coffey, Siegel ve Livingston’un anne ve çocuğun tüketici davranışları üzerindeki etkisini inceleyen kitapları Super Consumer – MOM & KID’de 4e4l(4 eyes, 4 legs) market adı altında 4 gözlü ve 4 ayaklı pazar yapısından bahsedilerek pazarlama literatürüne yeni bir kavram katılmıştır. Bu ve bunun gibi yeni sosyal sınıf araştırmalarıyla Pazar bölümlendirmenin en etkin şekilde gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
    Kişisel Değerler

    Kişesel değerlerin tanımı, belirli bir davranış veya amaçları kişisel ve toplumsal olarak diğerlerine tercih edilebilir kılan, sürekliliği olan inançtır.

    Bir markanın tüketicisine bir değer sağlaması gerekir. Bu nedenle marka kimliği oluşturmada en önemli etkenlerden biri değer önermesidir. Değer önermesinin kuvvetli olması çok önemlidir. Markayı tüketici gözünde ne kadar değerli ve önemli hale getirirsek, marka o kadar başarılı olur. Değer önermesi, fonksiyonel, duygusal ve kişisel fayda olarak ele alınır. Fonksiyonel fayda, bir ürünün işlevi ile ilgili olarak tüketiciye sağladığı faydalardır. Fonksiyonel fayda daha çok ürün odaklı olduğu için taklit edilmesi kolaydır. Bu aşama da devreye duygusal fayda girer. Markayı kullanmak tüketicide olumlu duygu uyandırıyorsa, bu marka duygusal fayda sağlıyor demektir. Duygular taklit edilemediği için duygusal fayda diğer bir marka tarafından taklit edilemez. Fakat bir markanın güçlü bir değer önermesi olması için önce fonksiyonel faydasını tamamlamış olması gerekir yani direk olarak temeli olmayan bir duygusal faydanın bir önemi olmaz. Bir markayı ilk olarak tercih ederken, tüketici ona sağladığı fonksiyonel faydasına bakar fakat ikinci alışında onda bıraktığı duyguya göre alım yapar. Değer önermesinin son aşaması kişisel faydadır. Bir marka sayesinde tüketici kendini ifade etmeye başlarsa o marka tüketicisine kişisel fayda sağlamış olur.

    Kişisel fayda ve duygusal fayda birbirine çok yakın iki tanımdır. Aralarındaki en önemli farklar; Kişisel faydalar duygulardan daha çok benliğe odaklanır, geçmişten daha çok gelecek ve ya hayaller ile ilgilidir. Geçici yerine kalıcıdır. Çünkü kişinin benliği ile alakalıdır.

    Tüketim ürünlerinin pazarlamasının psikolojik kişisel değerler açısından incelenmesi Neden‐Sonuç Zincir modeli ile incelenebilir. Neden‐sonuç zinciri, bir mal ya da hizmetin seçiminin nasıl arzu edilen sonuçlara ulaşmaya yardımcı olduğunu açıklamaya çalışan bir modeldir. Modelde, ürün özel likleri, sonuçlar ve kişisel değerler arasındaki hiyerarşik yapılanma ayrıntılı olarak incelenmektedir. Neden‐sonuç zinciri tüketicilerin ürün veya marka seçimiyle, tatmin etmek istedikleri değerler arasında yakın bir ilişki olduğunu iddia etmektedir. Model, ürün seçimi ile bu seçimin tüketici için anlamı arasındaki kavramsal ilişkiyi açıklamak için kullanılmaktadır. Neden‐sonuç zinciri teorisi, hangi ürün özelliklerinin hangi kişisel değerlerle bağlantılı olduğunu ve ürünlerin nasıl kişisel bir anlam ve ayırt edicilik kazandığını belirleyecek yolu tanımlar. Bir ürün özelliği istenilen bir fayda yaratıyorsa önemlidir. Algılanan fayda ise kişisel değer ile ne kadar bağlantılı ise o kadar önem kazanır.

    Neden‐sonuç zinciri yönteminde soyutlama düzeylerini açığa çıkarmak ve düzeyler arasındaki bağlantıların anlaşılmasını sağlamak için derinlemesine mülakat tekniği olan “basamaklandırma” (laddering) kullanılmaktadır. Yöntem, tüketicilerin ürün özelliklerini kendi benlikleri doğrultusunda anlamlı çağrışımlara nasıl dönüştürüldüğünün anlaşılmasını sağlar. Özelliklerden değerlere uzanan yol, müşterinin ürün ya da markaya bakış açısına göre psikolojik bir hareket ve algısal bir uyum sürecini göstermektedir. Basamaklandırma tekniğinin ilk basamağında tüketicilerin benzer uyarıcılara sahip ve birbiriyle rekabet eden mal ya da hizmetleri tercih etme ya da algılamadaki farklılıklarının temel dayanak noktası belirlenmeye çalışılır. Tekniğin her aşamasında bir önceki incelemede verilen cevaplar soru haline getirilir ve “bu sizin için neden önemli?” sorusu sorulur. Bu sorular ürünün kullanımı sonucu oluşan sonuçların ve ürün işlevlerinin belirlenmesine neden olur. Sorular tüketici için cevaplanabilecek “niçin” sorusu kalmayıncaya kadar devam eder.

    Başkalarıyla yakın ilişkiler kurma değeri yüksek olan bireylerin çok sayıda arkadaşı bulunmaktadır; eğlence ve zevk değeri yüksek olan bireyler daha fazla alkol tüketmektedirler; kendini başarılı hissetme değeri yüksek olan bireylerin ise gelir düzeylerinin yüksek olduğu bulunmuştur. Değerler ile bazı kriter değişkenler arasında tahmin edilebilen ilişkiler olduğunu bulunmuştur. Örneğin, kendini ait hissetme değeri yüksek olan bireyler grup faaliyetlerini daha fazla sevmektedirler. Eğlence ve zevk değeri yüksek olan bireylerin kayak yapmayı, dans etmeyi, bisiklete binmeyi kamp yapmayı sevdikleri görülmüştür. Kişisel değerlerin hediye verme davranışı üzerindeki etkileri ve kültürlere göre bu davranıştaki farklılıkların incelendiği çalışmalarda, başkalarıyla yakın ilişkiler kurma değeri ön planda olan bireylerin karşılık beklemeden hediye verdikleri belirlenmiştir. Daha fazla televizyon izleyen tüketiciler, daha fazla magazin okuyan tüketicilerle karşılaştırıldığında geleneksellik ve dini değerleri daha fazla sergiledikleri; buna karşın başarı değerlerine daha az önem verdikleri görülmüştür.

    # DEĞER TİPLERİ AÇIKLAMA ALT DEĞERLER
    Değişime
    Yeniliğe Açıklık
    GÜÇ Sosyal konum ve prestij, insanlar ve kaynaklar üzerinde denetim veya kontrol gücü Sosyal güç sahibi olmak, zengin olmak, toplumdaki sosyal görüntüsünü koruyabilmek, insanlar tarafından benimsenmek, Otorite sahibi olmak
    BAŞARI Sosyal standartları temel alan kişilerin başarı yöntemi Başarılı olmak, yetkin olmak, hırslı olmak, sözü geçen biri olmak, zeki olmak
    HAZCILIK Zevk ve duyguların kişisel ödüllendirilmesi Zevk, hayattan tat almak, Cinsellik, İsteklerine düşkün olmak
    Kendini Geliştirme
    Özgenişletim
    UYARILIM Heyecan, hayata meydan okuma ve yenilik arayışı Cesur olmak, değişken bir hayat yaşamak, heyecanlı bir yaşantı sahibi olmak
    ÖZYÖNELİM Bağımsız düşünce ve eylem tercihi, keşif ve inceleme Yaratıcı olmak, merak duyabilmek, özgür olmak, kendi amaçlarını seçebilmek, bağımsız olmak, kendine saygısı olmak
    Kendini Aşma
    Özaşkınlık
    EVRENSELCİLİK Anlayışlı, takdir edici ve hoşgörülü olma, insanların ve tabiatın iyiliğini gözetme Açık fikirli olmak, erdemli olmak, toplumsal adalet, eşitlik, barış içinde bir Dünya istemek, güzelliklerle dolu bir Dünya, doğayla bütünlük içinde olmak, çevreyi korumak, iç uyum
    İYİLİKSEVERLİK Kişisel temas içinde bulunulan kimselerin iyiliğini gözetme, geliştirme ve koruma Yardımsever olmak, dürüst olmak, bağışlayıcı olmak, sadık olmak, sorumluluk sahibi olmak, Gerçekarkadaşlık, olgun sevgi, manevi bir hayat, anlamlı bir haya
    Muhafazakârlık GELENEK Dinin yada geleneksel kültürün bir takım adet ve fikirlerini kabul etme, bağlanma ve saygı gösterme Alçak gönüllü olmak, dindar olmak, hayatın bana verdiklerini kabullenmek, geleneklere saygılı olmak, ılımlı olmak, dünyevi işlerden el-ayak çekmek
    UYMA Toplumsal norm ve beklentileri ihlal etme, başkalarını rahatsız etme ya da kırma-yaralama gibi fiillere elverişli dürtü ve eğilimlerin sınırlandırılması Kibar olmak, itaatkâr olmak, anababaya ve yaşlılara değer vermek, kendini denetleyebilmek
    GÜVENLİK Toplumun, ilişkilerin ve bireyin kendisinin güvenliği, huzur ve istikrarı Ulusal güvenlik, toplumsal düzenin sürmesini istemek, temiz olmak, aile güvenliği, iyiliğe karşılık vermek, bağlılık duygusu, sağlıklı olmak, Mahremiyet

    Kişiselleştirme, şirketlerin veri toplama, analiz etme ve otomasyon teknolojisinin kullanımı yoluyla şirketlere bireyselleştirilmiş içerik sağlama stratejisinin uygulanmasıdır.
    Tüketicilerin ne istediğiden çok neye ihtiyacı olduğunu anlayabilmemiz için yaptıkları işlemler, seçimler, satınalma geçmişleri, görüşme kayıtları, sosyal medya ve internette bırakılan parmak izleri, lokasyon bazlı modellemeler birey özelinde inceleme şansını fazlasıyla veriyor. Onlara nasıl yaklaşacağımız, yaptıkları seçimlere bağlıdır.
    Bireylerin takibi, kullandığı teknoloji arttıkça daha da hızlanıp detaylanacağı kesin, bu nedenle firmaların teknolojiyi takip edip, kullanması ve müşterilerini birey bazında analiz edip, tanıması gerekmektedir.

    Müşteri sadakati, müşterinin daha fazla ve sıklıkla satın alması, müşteri yaşam boyu değerini artırması ve maliyetleri denetim altına alma konularına özen göstermesi nedeniyle, bire bir pazarlama vazgeçilmez bir uygulamadır. Müşterinin satın alma geçmişine önem verilmesi ve bir durumdaki davranışı ile farklı bir durumdaki davranışı arasında bağlantı kurmak önemlidir.

    İçimizde hoş bir sıcaklık bırakan bakkalı, manavı, eczaneyi hatırlayalım. Müşteri ilişkilerini samimi, çevik, etkin yöneten ve varlığını buna borçlu olan kurumlardır. Örnek bir uygulama farklı mutfaklara ait gurme lezzetler sunan ünlü bir uluslararası restoran zinciri. Bu mekan herkesi özel hissettirebilmek için hizmet veriyor. Hal böyle olunca her bir müşterinin ne şarap içtiğinden ne yemek yediğine kadar tüm bilgileri veritabanında saklı tutuluyor. O gün rezervasyonu olan müşteri daha restorana ayak basmadan onunla ilgilenecek garson daha önce kaç kez rezervasyon yaptırdığından hangi yiyeceklere alerjisi olduğuna kadar herşeyi biliyor. Bu restoran da müşterilerine pazarlama çalışmaları yapıyor ve bilgilendirme mesajları gönderiyor. Ama müşterilerinin her birine birey olarak yaklaştığı için pazarlama faaliyetlerini de buna uygun tasarlıyor.

    BİRE BİR PAZARLAMANIN YARARLARI
    • Müşteri tatminindeki gelişmeler
    • Finansal Yararlar
    BİRE BİR PAZARLAMANIN BASAMAKLARI
    • Müşterileri Tanımak
      Bire bir pazarlamaya geçmek için müşterileri tanımak gerekmektedir. Adı nedir, kaç yaşındadır, mesleği nedir, medeni durumu nedir, eğitimi nedir, sizden hangi ürün ve hizmeti ne zaman, nereden, hangi fiyatla satın almıştır? Tercih ettiği medya kanalları nelerdir? Hobileri nelerdir? Hangi ürünü veya hizmeti en çok satın almaktadır? Müşteriyi tanımak için müşteri ile her temas kurduğunuzda yeni bilgiler elde etmeye çalışmanız gerekmektedir. Müşteriyi tanımakla beraber her müşterini bilgilerinin bir müşteri veri tabanında toplanması gerekmektedir. Tüm kanallardan ve müşteri temas noktalarından gelen bilgilerle kapsamlı bir müşteri veritabanı oluşturun ve bakımını yapın. Müşterilerinizi tanımak bire bir pazarlamanın en önemli adımıdır. Bu adımın gerektiği gibi dikkatli yapılması bire bir pazarlamada başarılı olmanın ana kuralıdır.
    • Müşteriler ile Etkileşime Girme
    • Ürün ya da Hizmeti Her Müşterinin İhtiyacına Uygun Hale Getirme
      Bire bir pazarlamanın bu aşaması, müşteri hakkında öğrendiklerinizi kullanmak ve müşteri bilginizden her müşteriye nasıl davranmanız gerektiği konusunda yararlanmaktır. Yani her müşteriniz için ayrı ve farklı ürün yada hizmet veya hem ürün hemde hizmet üretmektir. Bire bir pazarlamanın altında yatan ana fikir, müşteri hakkında öğrendiklerinize dayanarak bu müşteriye karşı davranışınızı değerlendirmektir. Yani her müşteriye yönelik olarak fazla ve sadece bu müşterinin ihtiyaçları çerçevesinde sunumlar geliştirmekve benzersiz sunumlar oluşturmaktır. Bire bir pazarlamanın amacı ürettiğiniz ürün için daha fazla müşteri bulmak yerine ihtiyaçlarını daha iyi öğrendiğiniz müşteri için daha fazla ürün yaratmaktır.
    • Müşterileri Farklılaştırma
    Bire Bir Pazarlama İşimi Geliştirebilir mi? İyi yapılırsa evet. Müşteri harcamalarını% 500'e kadar artırabilir. Ancak, hepsi topladığınız sosyal ve davranışsal verilere ve onu nasıl kullanmaya istekli olduğunuza bağlı olacaktır.